Adresimiz değişti! Yeni sayfaya yönlendirileceksiniz. Yönlendirme başlamazsa lütfen şu adresi ziyaret edin!
http://yonetimnotlari.com

5 saniye içinde yeni adresimize yönlendirileceksiniz.


Ekonomiden çıkış



Ekonomik dengeler ve önemli etkenlerin birbirleri ile nasıl etkileştikleri konusunda yazmaya devam ediyorum.

Önce ilk 3 yazıda yazdıklarımızı genel hatlarıyla toplayıp özetleyelim, arkasından konuya son ilavelerimi yapıp kapatacağım:

  • Bir ekonomide 4 temel piyasa var; işgücü piyasası, para piyasası, mal piyasası ve bono piyasası
  • Her ekonomi bu piyasaların dengede olduğu noktalarda bulunuyor ve bir etki ile denge bozulduğunda bu bir dizi zincirleme reaksiyon ile faizlerin, enflasyonun, çıktı düzeyinin değişimine yol açıyor.
  • Denge bozukluğunun yarattığı etki kısa vadede ve orta vadede aynı değil
  • Bir ülke ekonomisinin sağlıklı olması için; makul bir enflasyon düzeyine (%3-4 gibi), nüfus artışını kaldıracak ve işsizlik seviyelerini dengeleyecek bir büyüme oranına (Türkiye için %5), eğer Türkiye gibi dışa bağımlı (enerji, ithalat, yatırımlar için) bir ülke ise sıcak para girişime, ödemeler dengesine ve makul bir cari açık miktarına ihtiyaç var. Tüm ülkeler bunlara ulaşmak için çeşitli politikalarla önlemler almaya çalışıyor.
  • IS eğrisi mal piyasalarının denge noktalarını temsil ediyor ve kamu harcamaları ve vergi politikaları ile doğrudan etkileniyor, para piyasalarını gösteren LM ise M/P reel para arzındaki değişikliklerden etkileniyor.
  •  AS eğrisi toplam arz eğrisidir ve Pe  ile tanımladığımız fiyat artış beklentisinden etkilenir, AS eğrisinin maaş ve fiyat belirleme formüllerinden türetildiğini ve çıktı mikratının (Y), fiyatlara etkisini yansıttığını unutmayın. AD ise toplam talep eğrisidir ve M/P, G, T (reel para, kamu harcamaları, vergiler) iletkilenir. AD eğrisinin IS - LM eğrilerinin denge noktalarından oluştuğunu ve her ikisini etkileyen faktörlerden de etkileneceğini hatırlayın.
  • İster genişleme ister daraltma politikası olsun, istenen etkinin alınıp alınamayacağı iki etkene bağlıdır; tüketicinin ve yatırımcının beklentileri ve politika uygulayan birimlere güven.
Özetten sonra AS ile ilgili iki önemli kanuna değinelim:
As eğrisinin çıktı düzeyi ile fiyatların ilişkisini gösterdiğini söylemiştik. İlk kanun şunu söyler: Çıktıdaki bir artış sonunda fiyatları yukarı çekecektir.


İkinci kanun ise: Eğer fiyatların yükseleceği (enflasyon) ile ilgili bir beklenti varsa bu sonuçta fiyatları beklenti kadar arttırır der.



AD eğirisi ise fiyatlar ile çıktının nasıl etkilendiğini verir. Fiyatlar artınca çıktının azalacağını gösterir.



 Dikkat edereniz biri çıktı artınca fiyatların artacağını diğeri ise fiyatlar artınca çıktının azalacağını gösteriyor. O nedenle fiyat çıktı grafiğinde ters yönlüler ve çakışma noktaları piyasalardaki dengeyi veriyor.

Fiyat seviyesi (P) ve fiyat beklentisi Pe dışındaki tüm değişkenlerin değişimi (IS ve LM'i etkileyen her politika) öncelikle AD eğrisinde değişime yol açar. Bu değişim fiyatları etkiledikten sonra AS eğrisinde tepki hareketi olacaktır.

Bir örnekle dengenin nasıl sağlandığına tekrar değinelim:

Varsayalım ki hükümet genişletici para politikası uyguluyor olsun.

Biliyoruz ki bu LM eğrisini ve AD eğrisini atkileyecektir. Paranın çoğalması M/P den reel paranın artması ve faizlerin düşmesi anlamına gelir, bu da kısa vadede çıktıyı arttırır.


İlk etki LM nin sağa kayması faizleri düşürmesi ve çıktıyı arttırmasıdır, bu AD eğrisini de sağa kaydırır ve A' noktasında geçici denge oluşturur.























 
İkinci etki, zamanla çıktı artışının fiyatları yükseltmesi, bunun M/P reel parayı azaltması ve bu nedenle LM eğrisinin yukarı doğru hareketidir. LM doğal çıktı seviyesine kadar geri gider.

 

Son olarak yükselen fiyatlar aynı zamanda maaş beklentilerini de arttıracak ve bu da AS eğrisini doğal çıktı seviyesi Yn e kadar yukarı yönlü hareket ettirecektir.
 
Bu mantıkla artık istediğimiz politikanın etkilerini grafiklere koyabiliriz. Bilmemiz gereken herhangi bir sebeple ekonomi doğal çıktı seviyesinin altında veya üstünde çıktı üretiyorsa uzun vadede mutlaka bu seviyeye geri dönecek şekilde dengelerin değişeceğidir. Tabi buna petrol gibi ana malzemelerin fiyatındaki anormal değişiklikler istisna oluşturur.
 
 

 
Son olarak Phillips, Okun ve Fisher yasalarından bahsedip ekonomi ile ilgili bu kadar teknik yazılara bir son verelim.
 
Phillips yasası enflasyon ile işsizlik arasında ters orantı olduğunu söyler. Yani işsizlik azaldıkça enflasyon artmaktadır. Bu yasa 1960'lara kadar düzgün işlemiş ancak 1970 petrol krizi sonrası başka bir şekil almıştır. Günümüzde bu ilişki enflasyonla değil, bir önceki yıla göre enflasyonun değişim oranı ile orantılıdır.
 

Burada pi sayısı enflasyonu, u sayısı işsizliği veriyor. Kısaca enflasyon oranı enflasyon beklentisine, daha önce "mark-up" olarak açıkladığımız marjinal ürün fiyatına bağlıdır ve işsizlik oranı artarsa enflasyon azalır. Bu yasaya ilaveten sonradan bir de doğal işsizlik oranı tanımlanmış ve tıpkı çıktı düzeyinde olduğu gibi, ekonominin doğal işsizlik düzeyine geri geleceği söylenmiştir.

Okun yasası ise, çıktılardaki büyüme ile işsizlik arasındaki ilişkiyi anlatır. Aslında anlatmasına gerek yok, üretim arttıkça işsizliğin azalacağı zaten malum. Ancak Okun bu ikisi arasında "Amerika için" 0,4 katsayısı ve %3 büyüme oranı hesaplamış. Bu şu demek, Amerika %3 büyürse işsizlik değişmez, %3'ün üzerindeki her bir puan büyüme için işsizlik oranı %0,4 azalır. Amerika %13 büyürse işsizliğin %4 azalacağını söyleyebiliriz.

Geçen yıl Türkiye %2,2 büyüdü ve bu kesin olarak işsizlikte artış demek. İşsizliğin azalması ya da makul seviyelerde kalması için Türkiye'nin %5'lik sürdürülebilir büyümeyi yakalaması gereklidir.

Tabi Okun yasasına birkaç itiraz da var. Üretim azalınca işsizlik artar ama, firmalar işçilerini hemen atmazlar, ya da üretim artışında hemen işçi alımı olmaz. Ayrıca tüm pozisyonlarda dolmaz. İşe alma oranındaki %0,6 lık artış işsizlik oranını %0,4 düşürür.

Fisher etkisi ise aslında buraya kadar anlamaya çalıştığımız ekonomik değişkenlerin birbirine olan etkilerinden bir tanesini anlatıyor aslında. Biz örneğin, genişletici bir para politikası uygulandığında LM eğrisinin sağa gideceğini, faizleri düşürüp çıktıyı kısa vadede arttıracağını zaten biliyoruz. Bunun orta vadede P, fiyatların artması ile sonuçlanacağının da üzerinden geçmiştik. İşte Fisher bu noktada şunu söylüyor: "Orta vadede nominal faizlerdeki artış miktarı birebir enflasyondaki artış kadar olur." Yani genişletici politika gereği piyasadaki nominal paranın %10u kadar para piyasaya girerse, bu orta vadede %10 enflasyon artışı getirir.


Makro ekonomik değişkenleri analiz ettiğim yazı dizisine burada son veriyorum. Umarım okuyanlar için faydalı olmuştur.

Yazıların tamamının benim yorumlarım ve anladıklarım olduğunu tekrar hatırlatayım. Ayrıca grafiklerde ve tablolarda Prof. Dr. Necip Çakır hocamın ders notlarından yararlandığımı da belirtmek istiyorum. Kendisine teşekkür ederim.

Ekonomi yazılarının tam listesi aşağıdadır:

Para politikaları
Makro Ekonomi
Ekonomiye giriş
Ekonomiye devam
Ekonomiden çıkış

2 yorum:

Tüm notların ve paylaşımların için teşekkürler Murat abi, final sınavına senin sayende çalışabildim. Osman

 

Teşekkürler Murat gerçekten hepsini çok anlaşılır ve özetleyici olmuş. Ellerine sağlık. Mine

 

Yorum Gönder

Blogger Tips And Tricks|Latest Tips For Bloggers Free Backlinks