Adresimiz değişti! Yeni sayfaya yönlendirileceksiniz. Yönlendirme başlamazsa lütfen şu adresi ziyaret edin!
http://yonetimnotlari.com

5 saniye içinde yeni adresimize yönlendirileceksiniz.


Ekonomiye Devam

 
 
Artık 2 piyasayı izleyerek oluşturduğumuz ve aslında ekonominin talep kısmını ifade eden IS-LM modelimiz biraz geliştirmenin zamanı geldi. Ekonominin arz kısmına da bakmak gerekiyor ve bunu yapabilmek için işgücü piyasasını da işin içine sokacağız. Çünkü arzın miktarını onlar belirliyor.
 
İşgücünün önemli bir özelliği var. Onlar hem ürettikleri için arz fonksiyonunun içindeler hem de aynı zamanda tüketici olduklarından talep fonksiyonun da içindeler.
Bu özellik nedeni ile iş piyasasını formüle ederken 2 temel eşitliğe bakacağız. Maaşlar nasıl belirleniyor, ürün fiyatları nasıl belirleniyor. Vakit ve yer darlığı nedeni ile nasıl türetildiklerini es geçerek direk formülleri yazıp biraz açıklayalım. Ama her zaman olduğu gibi formülü ezberlemek değil içindeki mantığı anlamak önemli:
 
W = Pe.F( u-, z+) formülü bize maaşların belirlenmesinin nasıl yapıldığını özetlemek üzerine kurulmuş. Formülere göre maaş seviyeleri Pe ile ifade edilen maaş beklentisi ile u: işsizlik oranı ve z: diğer sosyal hakların bir fonksiyonu. + ve - işaretleri ise bize ilişkiyi anlatıyor. Maaş seviyesindeki beklenti ki bu da önceki yılın enflasyonu ile tetikleniyor, direk etkili, işsizlik azalırsa maaş seviyeleri artıyor (ters ilişki var), sosyal haklar artarsa maaşlarda haliyle artmış oluyor (pozitif ilişki var).
P = (1+µ) W formülü ise ürün fiyatlarının nasıl belirlendiğini anlatıyor. Gördüğünüz gibi maaş seviyeleri direk etken. O nedenle az sonra uzun vadeli ekonomiyi yorumlarken maaş seviyeleri artarsa ürün fiyatları da artar diyeceğiz. µ ise marka değeri ya da üretim maliyeti üzerindeki değeri ifade ediyor ve tam rekabetçi piyasalar için 0 kabul ediliyor.


Biraz sıkıcı ama formüllerin neyi anlattığını anlamak önemli; Pe fiyatlardaki beklentiyi enflasyona bağlı olarak ifade ediyor demiştik. İşçiler enflasyonun yüksek olduğunu düşünüyorsa ya da gelecek sene için beklentileri bu yöndeyse daha fazla artış isteyeceklerdir. Enflasyon etkisini düşünmezsek eğer Pe = P olur ve maaş formülü    W = P F( u-, z+) haline gelir. Buradan hareketle W/P yani fiyatlara oranla maaş (reel maaş) W/P = F( u-, z+) olur. P = (1+µ) W fiyat formülünden de P/W = (1+µ) olur.

Son hamle ile W/P = 1 / (1+µ) yazabiliriz. Bu formül şunu anlamak için önemlidir; reel maaş işsizlik oranından etkilenmez sadece "mark - up" değerinden etkilenir. Koyu yazdığımız iki eşitlik bize iki farklı hikaye anlatıyor. Biri reel maaşın işsizlik oranı ile ters orantılı olduğunu söylüyor diğeri ise reel maaşın işsizlik oranından etkilenmediğini.
F(un, z) = 1/(1 + μ) eşitliği, yukarıdaki iki çelişen ifadenin çözümü. Yani reel maaş dengede olduğunda işsizlik oranı doğal seviyesine gelir.
İşsizlik yani işgücü piyasasındaki değişim ile fiyatlar seviyesindeki değişimin denge noktaların AS ile ifade ettiğimiz Aggregate Supply (Toplam Arz) eğrisini oluşturuyor. IS nin içine iş piyasasını ve enflasyonu da ekledik diyebilirsiniz. Ayrıca formüller çıktı seviyesi ile fiyatlar arasında pozitif ilişki olduğunu da gösteriyor yani;
 
  • Eğer çıktı artarsa işsizlik düşer
  • Eğer işsizlik düşerse, işçiler daha pazarlıkçı bir konuma gelirler ve nominal ücret artışı isteyebilirler (maaşların ayarı eşitliğini hatırlayın).
  • Eğer nominal ücretler artarsa, bu firmalar için masraflarının artması ve dolayısıyla ürün fiyatlarını arttırmak zorunda olmaları demektir (fiyatların belirlenmesi eşitliğini hatırlayın)
  • Sonunda çıktı artışı fiyatların artışı ile son bulur ve bu nedenle AS eğrisi pozitif yönlüdür.
Bu kadar formülü neyin nereden geldiğini anlamak için yazdım. Bence çok önemli çünkü. Çok fazla detaya giremesek de umarım biraz açıklayıcı olmuştur. Kafa karıştırıcı olmamasına özen göstersek de konunun bir seferde hemen yutulacak bir lokma olmadığını kabul etmek gerek.
 
Gelelim AD eğrisine;
 
 

Şimdi konunun en can alıcı noktasına gelelim. Bu kadar zahmete girip formülleri anladıktan ve grafik gösterimlerini açıklamaya çalıştıktan sonra AS-AD eğrilerinin hangi koşulda nasıl etkileşime gireceğine bakalım.

Öncelikle IS - LM modeline geri dönüp çok önemli bir kuralı hatırlamamız gerekiyor. Çıktıyı, geliri, ülke üretimini temsil eden Y harfinin formülüne bir daha bakalım.

Y = c ( Yg - T) + G + I (y,i) eşitliği bize çıktıya etki eden değişkenleri veriyor. Burada C : Tüketim (Consume), Yg : Gelir, T: Vergiler, G : Hükümet harcamaları ve I yatırım değişkenleridir. Tüketimde yani insanların gelirinde ya da vergilerde veya kamu harcamalarında bir değişim olursa bu maliye politikasıdır ve direk IS eğrisini etkiler. Eğer M/P ifadesindeki reel parada M : para miktarı ya da P: Fiyatlar değişirse (faiz etkisi ile) bu para politikasıdır ve ilk olarak LM eğrisini etkiler.

Şimdi bir örnek çözelim:

Bir hükümetin genişletici maliye politikası izlediğini ve kamu harcamalarını arttırdığını düşünelim. Bu durumda kısa ve orta vadede neler olur çözmeye çalışalım:

1) İlk adım; 1. etki kamu harcamalarında olduğu için ve artış olduğu için IS'in sağa kayması ve çıktı miktarını "geçici olarak" Yn doğal çıktı seviyesinin üzerine getirmesidir. Aynı zamanda faiz oranları da denge seviyesinin üzerine çıkar.

2) AD - AS tarafında kamu harcaması toplam talep artışı demektir ve AD eğrisini etkiler, AD de sağa kayar ve henüz toplam arz aynı olduğundan bu fiyatların artması demektir. A denge noktası artık her iki grafik için de B'ye taşınmıştır.

3) "Zamanla" fiyat yükselmesi maaş eşitliğinden hatırlayacağınız üzere maaş artış beklentisinin artması yani AS eğrisinin sola kayması demektir. Kayma yeni C denge noktasına kadar devam eder. Dikkat ederseniz C denge noktası Yn doğal çıktı seviyesine geri dönüldüğü yerdir. Yani kısa vadede ne olursa olsun orta vadede çıktı seviyesi doğal oranına geri gelir. Ayrıca fiyatlar daha da artar.

4) IS - LM tablosuna dönersek fiyatların artması M/P eşitliğinden reel paranın azalması anlamına gelir. LM eğrisi de sağa hareketle C denge noktasına gelecektir.



 
Sonuçta orta vadede daha yüksek fiyatlar ve faiz oranları ile ekonomi normal çıktı düzeyine dönmüştür.  Hemen belirteyim ki bu enflasyon yaratmanın 2. yoludur. Hatırlarsanız 1. yolu para politikası ile para arzı sonucu oluyordu. Ancak bu ikinci yol aynı zamanda bütçe açığı da demek olduğundan tercih edilmez ve hükümetler öncelikli olarak parasal politika tercih eder. Ama Japonya ya da kısmen Avrupa defaten parasal genişleme politikası uygulamalarına rağmen istedikleri ekonomik canlanmaya ve enflasyona ulaşamamaktadır. Bu konuya değineceğiz.

Özetleyelim :

Genişletici bir maliye politikası ile kamu harcamaları artarsa (ve / veya vergiler düşerse);

Kısa vadede: 

Y↑, i↑, C↑,  I?,  P↑,  u↓, G↑,  

Çıktı artar, faizler artar, tüketim artar, yatırım belirsizdir, fiyatlar artar, işsizlik azalır, kamu harcamaları artar.

  • Y artar çünkü kamu harcamaları talebi ve üretim miktarlarını arttırmıştır.
  • i artar çünkü Is in sağa kayması bu etkiyi yaratır.
  • C artar çünkü gelir artmış ve harcanabilir gelir nedeni ile tüketim pozitif etkilenmiştir.
  • Yatırım belirsizdir çünkü bir yandan üretim düzeyi artmış ve bu yatırım için pozitifken diğer yandan faizler yükselmiştir. O nedenle sayısal veri olmadan tam etki bilinemez.
  • P artmıştır çünkü toplam arz sabitken toplam talebin artması B tablosundan da görülebileceği gibi fiyatları yukarı çeker.
  • u azalmıştır çünkü artan üretim azalan işsizlik demektir.
  • G, kamu harcamaları  zaten ilk etkidir ve haliyle artmıştır.

Orta vadede:

Y - , i↑, C - , I↓,  P↑, u - , G↑,

Çıktı değişmez, faizler artar, tüketim değişmez, yatırım düşer, fiyatlar artar, işsizlik değişmez, kamu harcamaları artar.

  • Y değişmez çünkü dediğimiz gibi çıktı seviyesi Yn doğal çıktı düzeyine orta vadede geri döner.
  • i yükselmiştir çünkü 4. adımda tanımladığımız üzere para arzı olmadığı sürece fiyat artışı M/P reel parayı azaltır ve bu da faizleri arttırır.
  • C  Y değişmediğinden orta vadede eski haline döner. C = c(Y-T) yi hatırlayalım.
  • I yatırım düşer çünkü 4. adımdaki LM kayması faizleri daha da yukarı çekmiştir. Çıktı sabitken faizlerin çıkması yatırımı düşürecektir.
  • P, fiyatlar artar. İlk etkide AD'nin kayması yani arz sabitken talebin artması fiyat dengesini bozmuştu. Bu maaş beklentilerini etkileyip AS eğrisini sola kaydırınca (2. adım) fiyatlar daha da artar.
  • u, işsizlik oranı da orta vadede Un doğal düzeyine geri gelir.
  • G, hükümet harcamaları ile ilgili bir notu da burada belirtelim. Dikkat edersenz hükümet harcamalarının artması aynı zamanda yatırımların düşmesine neden oluyor. Bu piyasadaki para arzını hükümetin toplaması, özel sektöre kullanılacak uygun faizli kredi kalmaması ve faizlerin artması etkisinin de sonucudur. Buna "dışlama" etkisi de denir. Bu durumda yatırımlar çıktı düzeyi doğal seviyesine geri gelene dek azalacaktır. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Blogger Tips And Tricks|Latest Tips For Bloggers Free Backlinks