Belirsizlik insan yaşamının, aynı ölüm gibi, mutlak bir öğesidir bana göre. Her ikisi de her insan için kaçınılmazdır ama her insan elinden geldiğince bu ikisinden kaçınmak için çabalar. Tarih boyunca insan hep ölümsüzlüğün ve belirliliğin peşinde koşmuştur. Tarot, astroloji, fallar, kahinler ve daha niceleri hep bu tutkudan beslenir.
Belirsizlik insan beyni için korku ve rahatsızlık sinyalleri demektir. Sürekli düşünme ve tetikte olma durumunu da beraberinde getirir. İnsanı psikolojik olarak rahatlatacak şey mümkün olduğunca herşeyi belirli ve kontrol altında tutmaktır. Bir insanın nasıl bir işte ve nasıl bir yönetim tarzı ile daha rahat ve mutlu olabileceğini belirleyen de bu belirsizlikle yaşayabilme özelliğidir. Kimi insiyatif almak, risk yaşamak ve dolayısıyla belirsizlikle belli oranda yüzleşmek ister, kimi hayatında hiçbir belirsizlik olmasın, ne yapacağı ve ne zaman yapacağı kesin olarak belli olsun ister.
Bir işletme yöneticisi için de belirsizlik kesinlikle yok edilemeyecek bir etkendir. İç piyasalar, dış piyasalar, çalışanların durumları, mutlulukları, müşteri beklentileri, teknoloji, finansman kaynakları, piyasa koşulları, rakip firmalar sürekli ama sürekli değişir. Geleceğe bakıldığında ise hiçbiri hakkında kesin bir hüküm vermek mümkün değildir.
Drucker, "Yöneticilik neden vazgeçileceğine karar vermekle ilgilidir." der. Çünkü her stratejik karar başka bir alternatiften vazgeçmek anlamına gelir. Her işletme büyüme, küçülme, başka müşteri segmentlerine ya da başka ürün çeşitlerine kaymak gibi kararlar verir. En basit bir yatırım kararı bile o yatırıma ayırdığınız bütçenin başka bir şekilde kullanımı alternatifinden vazgeçtiğiniz anlamına gelir. Finans yönetiminde "fırsat maliyeti" denen bu vazgeçtiğiniz getiri oldukça önemlidir.
Yönetici günlük hayattaki basit iş emirlerinden büyük birleşme ve satınalma kararlarına kadar tüm karar verme süreçlerinde belli bir düşünme yapısına sahip olmak ve belli oranda belirsizlik riskine katlanmak zorundadır.
Uğur Özmen'in sitesinde okuduğum şu küçük anıyı aktarayım:
"....Şahit olduğum olay, APK Bölüm Başkanı ile Uzman Danışman arasında geçti. Proje ekibinin Organizasyon kısmını yöneten danışman, dünyaca bilinen bir “büyük usta” idi (O yıllarda “guru” kelimesi kullanılmıyordu) Ben, görüşmeleri izlemek ve daha sonra türkçe ve ingilizce yayınlamaktan sorumluydum. Dünyanın en iyi ustalarının birinin sürekli olarak yanında geziyor, her söylediğini not ediyordum.
Büyük usta bu kamu kurumunda planlamanın nasıl yapıldığını öğrenmek istedi. APK Bölüm Başkanı hemen yakınmaya başladı: “Kurlar sürekli değişiyor… Enflasyon oranı belli değil… Hammadde fiyatları değişken… Kamunun politikaları zaten malum… Her şey o kadar belirsiz ki plan yapamıyoruz.”
Yeni mezun biri olarak, bunlar bana da doğru gibi gelmek üzereydi ki… Büyük usta, daha sonraki yıllarda hiç unutmayacağım cümleleri söyledi.
“Her şey belirli olsa, plan yapmaya gerek kalmaz ki. Kendini suyun akışına bırakan birinin, nereye gideceğini planlamasına gerek yoktur. Planlama, belirsizliği azaltmak için bir araçtır.”
Tabiki yöneticilik herşeyin sonsuz derecede belirsiz olduğu bir ortamda rasgele kararlar almak ve sonuçlarına katlanmak demek değil. Asla sıfırlanamasa da belirsizliği azaltmanın ve makul sınırlar içerisine sokmanın bazı metodları var. İstatistik, olasılık hesapları, duyarlılık analizleri, en iyi mali getiri hesapları, ekonomik öngörüler bunların birkaçı. İçinde bulunduğunuz iş ortamında tüm rakipleriniz benzer belirsizliklerle başa çıkmak zorunda olduğuna göre, belirsizliği iyi yönetmek, doğru araçlarla ve analitik düşünmek işletmenin taklit edilemez bir yetkinliği olabilir.
Risk ve belirsizlik tüm dünyada ekonomik dengeleri ve piyasaları da yönlendiren en önemli güçtür. Hatta ekonomi derslerinde merkez bankalarının ya da paraya yön veren başka odakların müdehale edemeyeceği ve uzun dönemde aldatamayacağı tek şeyin tüketicilerin risk ve belirsizlik algısı olduğu söylenir.
Belirsizlik korkutucudur, rahatsız edicidir evet, ama belirsizlik olmadan ve risk alınmadan ilerleme de asla yapılamaz. Bir de iyi tarafından bakalım. İnsan hayatının ölüme kadar kesin belirli olması yaşamayı tamamen anlamsız kılardı. Aynı şey işletme için de geçerlidir. Belirsizlik, içinde hem olumsuz ihtimalleri hem de fırsatları imkanları barındırır.
Belirsizlik karşısında sakin ve rahat kalmak, korku yerine fırsat kokusu almak ve belirsizliği azaltan araçları kullanmayı öğrenmek bence iyi yöneticilik tanımında kesinlikle olması gereken özelliklerdir.
Hani yönetici mi, lider mi tartışmaları var ya. Liderden kasıt karar veren, yönlendiren ve risk alandır. O tartışmalarda belirtilen yönetici ise belirli şablonlarda ve risk almadan çalışmayı seven, değişime direnen ve belirsizlikten çok korkan adamdır işte. Herhangi biri iyidir ya da kötüdür diyemeyiz. Bazı iş alanlarına lider bazılarına ise yönetici gerekir.
"İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, ya nice okumaktır." demiş Yunus Emre. Her standart Türk gibi bir şekilde yönetici olmak hevesindeyseniz, belirsizlikle aranız nasıl bir düşünün bence. Çok önemlidir...
0 yorum:
Yorum Gönder