Adresimiz değişti! Yeni sayfaya yönlendirileceksiniz. Yönlendirme başlamazsa lütfen şu adresi ziyaret edin!
http://yonetimnotlari.com

5 saniye içinde yeni adresimize yönlendirileceksiniz.


Kişisel olarak gelişsem mi?



Kişisel gelişim alanı çoktan dünya çapında bir endüstri haline geldi. Popüler kültürün birçok konusunda olduğu gibi çıktı, amacın çok ötesine geçmiş durumda. Sağlıklı bir işleyişte değerli fikirleri olan birinin bunları kitaplaştırması, insanlara yardımcı olmak amacı ile deneyimlerini ve bilgilerini paylaşması ve eğer iyise bunun sonucunda para ve ün kazanması gerekir. Ama sonuç para ve ün olunca sonuca ulaşmak içeriğin her zaman önüne geçer. Kitapçılarda uzun zamandır kişisel gelişim kitapları için ayrı ve büyük bir reyon bulunuyor. Ama binlerce yıllık insanlık tarihinde kişisel gelişim neden bu yüzyılda birden çoştu acaba? Daha önce kişisel gelişim önemsiz miydi? İnsanlar kendilerini geliştirmeye çalışmıyor muydu?

Bu sorunun cevabını ararken kendimi içinde bulunduğumuz yüzyılın şartlarını öncekilerle karşılaştırırken buluyorum. 21. yüzyıl öncesinde insanların bilgi sahibi oldukları alanlar görece çok daha azdı. Nüfus daha düşüktü ve ekmek için yapmanız gereken mücadele daha azdı. Ayrıca dalgalı bir seyir izlese ve batıl kısımları olsa da manevi tatmin daha fazlaydı. İnsanlar daha çok şeye inanıyor ve daha az şeyi sorguluyorlardı. Bu yüzyılda bilgi o kadar çeşitli ve detaylı ki, örneğin, fiziğin tek bir dalında bile uzman olmanız için ömrünüzü adamanız gerekiyor. Eski zamanın insanlarından bahsedilirken duymuşsunuzdur; kendisi fizik, matematik, biyoloji, astronomi ve tıp ilimlerinde ilerideydi filan diye. Artık duyamazsınız.

Çağımızın bir başka önemli farkı ise artık herşeyin çok ama çok hızlı olması. Çok değil 30 sene önce 6 ay telefon sırası beklerdi insanlar hat bağlansın diye. Şimdi yarım saat geç açın hattı şikayet başlar. 10 yıl önce 56k lık modemlerle internete bağlanma eziyeti çekerdik, bugün 15Gb. fiber internet var. Bilmeyenler için yazayım, bu, 131.000 kat daha hızlı demek. Çok hızlı tüketiyoruz herşeyi. Bilginin de sürekli ve hızlı şekilde güncellenmesi ve arttırılması gerekiyor. Uzmanı olduğunuz bişey çok kısa sürede eski teknoloji haline gelebiliyor.

Ama tüm bunların çok ötesinde bence başka bir açlık yönetiyor insanın kişisel gelişim ihtiyacını. Tarihinde insan en çok bu yüzyılda yalnız. Özellikle batıda bozulmuş hristiyanlık ve mantık dışı din uygulamaları (ki müslümanlığın hali de içler acısı) Tanrı kavramını yok etti insanın içinde. Ama yaradılışı gereği insanın teknik bilgi ve becerisi ile yetinmesi, sadece maddi kazançla yaşaması mümkün değil. Manevi ihtiyacın da çok daha önemle doldurulması gerekiyor. Batı çözümü Tanrı ve kader yerine insanın kendi gücü ve parayı koymakta arıyor. İnsanın herşeyi başarabileceği, tüm kontrolün insanda olduğu ve parayı elde etmenin tüm problemleri çözebileceği algısı yoğun kültürel empoze nedeni ile hepimizin içinde bir miktar var.

Jim Carrey: "Dilerim herkes bir gün zengin ve ünlü olur ve hayalini kurduğu her şeye kavuşur; böylece aradıkları esas cevabın bu olmadığını anlar" demiş. Harika bir ifade bence.

Sürekli bir yetersizlik ve daha iyi olma psikolojisi içindeyiz. Kazandığımız paradan bağımsız olarak lanetli bir tatminsizlik hali bu. Bu nedenle kişisel gelişim literatürüne her zamankinden daha büyük bir açlık var. Eh, arz talep dengesi gereği de müthiş çeşitli bir arz var tabii.

İnsanın kendini geliştirmesi ve hergün bir öncekine nazaran daha iyi bir insan olmaya çalışması elbette güzel. Ama bunu yaparken iki şeye dikkat etmemiz gerekiyor. Birincisi kişisel gelişim, kişisel gaza gelme değildir. İstersniz uçabileceğinizi bile iddia eden kitaplar var, aldanmayın. İkincisi kendi potansiyelinizi arayın, yeni şeyler öğrenin, eğitimlere gidin ama asla ve asla manevi gelişim kısmını atlamayın. Hayatta bu şekilde bir denge kuramazsak sonu mutlaka sıkıntılı olacaktır.

Ben şahsen birçok gelişim kitabı okuyorum. İşletmecilikle ilgili algımı, bilgimi genişletmeye çalışıyorum. Ama bunun yanında bazen Kur'an, bazen Mesnevi, bazen Bektaş-ı Veli, bazen Yunus da okuyorum. Onlar bana insanın acziyetini, dünyanın geçiciliğini ve "aşk" olmadan hiçbirşeyin anlamlı olmadığını tekrar hatırlatıyorlar.

Kişisel olarak gelişin, ama her iki yönde de...

Son olarak Yiğit Özgür gözünden kişisel gelişimi görmek için aşağıdaki linki mutlaka bir gezin. Farklı bakış açıları olmasa saman gibi olur hayat hakikaten :

http://www.iconjane.com/2009/06/yigit-ozgur-kisisel-gelisim-karikatur.html

0 yorum:

Yorum Gönder

Blogger Tips And Tricks|Latest Tips For Bloggers Free Backlinks