5 saniye içinde yeni adresimize yönlendirileceksiniz.
MBA ne değildir?
Gönderen
Murat TURAN
2012 Eylül ayından beri Bahçeşehir Üniversitesinin Bursa'da açtığı Gelen İşletme MBA eğitimine devam ediyorum. Birçok insanın da içeriği, anlamı, değeri kestirmeye çalıştığını, merak ettiğini biliyorum. Bakalım neler anlamışım;
İngilizce "Master of Business Administration" kelimelerinin baş harflerinden oluşan ve İş yönetimi master eğitimi olarak çevirebileceğimiz MBA özellikle son 10 - 15 yılın popüler konularından biri. Teoride, işletmecilik eğitimi almamış, iş yönetimi, finans gibi konularda açığı bulunan mühendislere yöneticilik vasıfları kazandırmak ve daha donanımlı yöneticiler yetiştirmek için ortaya atılmış. Amerika'daki tarihi bize göre çok daha eski. Ancak tüm eğitim sistemlerinin başına gelen 2 kaçınılmaz bela bu eğitimin de içinde. Özünde insanın işletmecilik yeteneklerini geliştirmesi için tasarlanan sistem popüler kültürün oyuncağı olmuş ve içeriğinden çok kendisi değerli hale gelmiş. Hem kendi sınıfımdan hem de yakın çevremden görebildiğim kadarı ile katılımcıların önemli bir kısmının içerikle, derslerle ya da hayatlarına ne katabilecekleri ile hiç ilgileri yok. Önemli olan kendilerine avantaj sağlayacağını ve bir getiri yaratacağını düşündükleri diplomaya ulaşmak. Kaçınılmaz olarak sonuç kağıdı amaca dönüşmüş durumda.
Ama haksız olmadıkları bir nokta var ki o da 2. belayı oluşturuyor; maalesef ders içeriklerinin tamamı ithal. Amerikan işletmecilik literatürünü, Amerikan eğitim sisteminde öğrenmeye çalışıyorsunuz. Eğer iş hayatında bir müddet çalışıp programa dahil olduysanız anlatılanlarla gerçekleşenlerin ne kadar zıt olduğunu iyice anlıyorsunuz.
Programın bir an önce bitsin diye konserve kıvamında sıkıştırılması normalde bir yılda anlattıklarını 6-7 haftaya sığdırmaları gereken eğitimcileri de zorluyor. Öğrenci gözüyle ise gözünün önünden film şeridi gibi geçen slaytlar bütünü anlamına geliyor.
Kendi açımdan bakarsam; benim ufkumu genişlettiği, daha önce ilgi alanıma girmeyen ama bir işletmeci için bilinmesi kesin gerekli konuları bana gösterdiği kesin. Yani bana bişeyler öğretmekten çok, ne kadar çok şeyi bilmediğimi anlattı ve açıklarımı görmemi sağladı. Ben de biraz kişisel gayretle ama daha çok içimde durduramadığım merak ve açlıkla elimden geldiğince kendim araştırıp öğrenmeye çalışıyorum. Zaten kimsenin hakkını yemeyelim, kişisel merak olmazsa, bir öğrencinin literatüre hakim olup dersleri tüm içerikleri ile öğrenmesi için MBA eğitiminin 15-20 yıl sürmesi gerekirdi sanırım.
Ben bu eğitimi alıp almamayı uzun süre düşündüm. Karar verdikten sonra da bir süre ekonomik imkan bulamadım. Ama nihayet şartlar benim için olgunlaştığında kendime doğru hedefler vermeye çalıştım. Yani programın sonunda verilecek diploma da, onun kazandıracağı bir mevki ya da makam da değil kafamdaki. Beni motive eden daha çok yeni insanlar, yeni konular ve kendimi geliştirme olanağı.
Özetle; verilen bilgilerin Amerikan literatürü olduğunu biliyorum, özellikle ülkemde birçoğunun uygulanamayacağını da. Bana çok genel hatları ile konu başlıklarının verilebildiğinin de farkındayım ve konuları öğrenip uygulayabilmek için kişisel gayretin çok gerekli olduğunun da. Program sonunda makam sahibi olmak gibi bir kaygım da yok.
Bunları bilerek MBA yapacaksanız, imkanınız varsa durmayın derim. Eğer başka beklentileriniz varsa o kadar paraya daha katma değerli işler yapabilirsiniz...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder